Mutluluk; ucu açık, sonu olmayan evrensel bir kavramdır.Yaptığımız iş sonucunda hissettiğimiz duygudur. Mutluluk bir çaba, uzlaşma kültürü, kendine güven, hayatın amacı, iç zenginliği ve iç güzelliğidir.
Herkesin mutluluk anlayışı farklıdır, kişiden kişiye değişiklik gösterir. Kimine göre sıcak bir bakış, ilgi, aşk, küçücük bir eşya kimine göre sağlık, aile, arkadaş, başarı v.s kısaca hayatın temelidir mutluluk... Sadece zaman ve zemin değişir. Ben mutluluğun başlangıcını, insanın önce kendisini ve daha sonra da yaptığı işi sevmesinden kaynaklı buluyorum. Mesela kitap okumak; eğer sen eline kitap aldığında okumaktan zevk alıyorsan mutluluk duyarsın. Ya da gurbette olan ailenin yanına kaç saat olursa olsun gitmekten keyif alıyorsan sonucunda mutluluğu yakalarsın. Bir örnek daha mesela öğretmensin. Eğer sen çocukları, öğretmeyi sevmezsen hem mutsuz hem başarısız olursun. Üretemezsin, verimsiz bireyler yetiştirirsin. Ayrıca öğrencilerine ve insanlığa da zarar vermiş olursun. Bunun gibi nice örnekler sıralayabiliriz. Zaten önemli olan insanın nasıl ve nerede mutlu olabildiğidir. Kişi bu yolda ilerlerse mutlu olmayı başarır.
Nasıl baktığımız hayatımızın aynasıdır. İnsanlara, çevreye, olaylara bakış açımızdır. Hani bir söz vardır ya ‘Güzel gören güzel düşünür; güzel düşünen hayatından tat alır’ bunu hayat alanımıza dahil etmek, mutluluğun anahtarını bulmaktır.
Eğer olayın negatif yönlerinden bakarsan kendini ister istemez mutsuz edersin. Çünkü mutluluk; zor elde edip bir anda kaybolabilen, değişken bir duygudur. Elindeki imkanlarla mutlu olmayı başarabilmek, hayatı daha yaşanabilir kılar. Elindekiyle yetinmesini bilmeyen insanın, dünyayı da bağışlasan mutlu olma şansı yoktur. Mutluluk hayatın anlamı olduğu gibi mutsuzluk da yaşama beceriksizliğidir.
Mutlu olmak, hayatı çözmenin en iyi yollardan biridir. Çünkü mutluluk, insanı hayata bağlar ve daha verimli bir birey haline getirir. Bir düşünelim bakalım mesela bir iş başvurusunda bulunmuşuzdur birkaç haftadır telefon bekliyoruz. Sonucunu gerçekten merak ederiz ve o birkaç hafta acaba olumsuz bir yanıt mı gelecek diye düşünürken olumsuz yanıt geleceğine kendimizi ikna ederiz. Hatta önce kendimizi daha sonra da çevremizdeki insanları mutsuz etmeyi başarırız. Ha şunu da unutmayın ki mutsuzluk bulaşıcıdır, mutsuz insan sizi de mutsuzluğa sevk edebilir. Her neyse…Sonra da hiç beklemediğimiz bir anda telefon gelir, haftalardır duymak istediğimiz o ‘İşe alındınız şu gün başlayabilirsiniz’ telefonu hayatınıza hayat katar. Artık daha pozitif bakarsınız kendinize güveniniz gelir, asık suratınız gider yerine hayata gülümseyerek bakan bir insan modeli gelir. Yani bir bakıma hayatınızı şekillendiren bir kavramdır mutluluk…
Şimdi diyeceksiniz ki ben çok şanssızım, ne yapsam amacıma ulaşamıyorum, bir türlü başaramıyorum nasıl mutlu olabilirim ki? Hayır, kesinlikle böyle düşünmemeliyiz. Ben bu konuda tevekkül etme taraftarıyım. Bu da farklı bir boyutu tabi ki… Sen elinden geleni yap gerisini Allah’a bırak. Fakat altını çizerek belirtmek isterim ki önce elinden geleni yap! Olmuyorsa vardır bir hikmet. Ya da farklı bir şekilde karşına çıkacaktır. O amacına ulaşsan belki daha mutsuz olacaksın bunu düşün. Her şerde vardır bir hayır de ve emin ol ki seni mutluluğa götürecektir. Sonra şükredip iyi ki olmamış diyeceksin. Eminim çoğumuzun başına da gelmiştir.
İnsan mutsuz olmayı kolay başarabildiği gibi mutlu olmayı da o derece kolay başarabilmesi gerekir. Düşününce insanın hayatında mutlu olabileceği ne kadar çok şey var. Ailemiz, sağlığımız, işimiz, çevremiz, var olma sebebimiz, kısacası maddi ve manevi sahip olduğumuz her şey bizim için mutluluk sebebi olmalı. Bireyin mutluluğu emin olun ki çevresine de yansır, bazen etrafındaki insanları mutlu etmeye dahi yarayabilir. Örneğin; sabahları bulunduğun ortama girerken tebessümle 'Günaydın' demen birçok insanı mutlu edebilir; fakat asık suratla bir günaydın demeyi esirgemen oradaki insanları hem huzursuz hem mutsuz olabilir. Senin bulunduğun yerde durmak istemeyebilirler. Bakın aslında mesele bu kadar basit şeylerde mutluluğu bulmaktır. Mutluluk beraberinde; huzuru, yaşama sevincini, değer bilmeyi, sevmeyi, sevilmeyi getirir. Bunlar zaten mutlu yaşamın püf noktaları değil midir?
Mutlu olmak bir sanattır. Sanatı ortaya çıkartmak bir meziyet, yaşamsal bir sıvıdır. Bütün insanlığın insanca yaşaması mutlu olmanın kapısını aralatır. Mutluluğu ürettikçe ve paylaştıkça daha kolay yakalayabiliriz. Şimdi sahip olduklarımızın değerini bilme zamanı... Mutluluk sizlerle olsun.
DİPNOT: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkede bireylerin yüzde 62,1'i kendisini 'mutlu' hissediyor. Yüzde 75,2'si de geleceğe 'umutla' bakıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder